“Evet, nerde kalmıştık?” soru kalıbını aklımızdan çıkartamadık yıllardır. 2018 senesinden beri küçük bir butik otel, sonrasında küçük bir sera yatırımıyla, ağır ağır çıkmaya çalıştık merdivenlerden. Kendimizi naçizane tanıtmak gerekirse; Antakya’da doğup, eğitim hayatını şehir dışında tamamlayan 3 kafadarın, doğdukları şehre geri dönmeleri ve bir şekilde yollarının kesişmesiyle başladı her şey. Antakya bağımlılık yaratır derlerdi, galiba öyleymiş. Biz Antakya’ya bağlandıkça, o da bize tarihinin kapılarını açmaya başladı. Şekspir, “Pericles” adlı eserinde Antakya’yı konu edinmişti. Kleopatra ve Antonius destansı aşklarını şehrimizde evlenerek taçlandırmıştı. Son pagan Roma İmparatoru Julianus, Antakya halkının yemeğe olan düşkünlüğünü kaleme alarak bir kitap yazmıştı. Ünlü Roma İmparatoru Julius Sezar, Anadolu topraklarındaki zaferinden sonra “Geldim, gördüm, yendim” sözünü Antakya’da söylemişti. Ve tabi malumunuz, “Hristiyan” sözcüğünün ilk telafuz edildiği, havarilerin tarihteki ilk mabedi kurdukları yerdi topraklarımız.
Tarihi eşeledikçe, daha fazlasını öğrenmek istedik. Antakya’yı binlerce yıldır bu kadar önemli kılan şey neydi? Milattan öncesinden gelen kültürel birikimin, Hititler ve Hattiler’den de önce Luwi Medeniyetiyle başladığını gördük. Antakya Müzesi’ne gittiğimizde, bizi etkileyen önemli noktalardan Şuppi heykelinin üzerindeki yazının Luwice olduğunu öğrendiğimizde şaşkınlığımız bir kat daha artmıştı. Yıllar içinde tarihe gömülmüş bu topluluğu hayata döndürmek misyonunu benimsedik. Para kazanmak bir diğer misyonumuzdu elbet. Antakya’nın bize bereket getireceğini, bizim de buna karşılık, şehrin örtülü değerlerini gün ışığına çıkarmamız gerektiğini özümseyerek, Luwi ismiyle açılım yapmaya karar vermiştik artık. Luwi, ışık insan anlamına geliyordu, araştırmacıların bulgularına göre. Çağdaşlarının önünde bir topluluktu ve Anadolu’da yazının temellerini atmışlardı. Bulundukları bölgeye, yazıyla birlikte, kalkınma getirdikleri, barış ve huzur içinde yaşadıkları iddialar arasındaydı. Birazdan, masanızda segilenecek birbirinden leziz Antakya mezeleri, Luwiler’in tohumlarını attığı karışımlardı belki de…
Hani derler ya “Bu sevda bitmez..”, bizdeki Luwi sevdası okuduklarımızla başladı ve kolay kolay bitecek gibi de görünmüyor. İnsanları aydınlatmak, yazıyı yeniden keşfetmek gibi bir iddiamız yok elbette. Bizler, ticari yatırımlar yaparken, şehrimize borcumuzu ödemeye çalışan yolcularız sadece. Büyük Sezar yenmiş olabilir; ancak biz sizlerin “Geldik, gördük ve keyifle yedik” demeniz dileğiyle sözü restoranımıza bırakıyoruz. Sağlıcakla kalın…
Adres
Güllübahçe Mh., Döner Sk. , No:3, 31070 Antakya / HATAY
Telefon
2022. Designed By MuART Web & Tasarım Hizmetleri